En az okuma-yazma kadar önemli olan aritmetiğin çocuğa sevdirilerek öğretilmesine dikkat etmeliyiz. Aritmetik öğretimi de, okuma-yazma öğretimi gibi, çocuğu hayata hazırlayan bilgilerin başında gelir. Bu bakımdan, okulun yanı sıra, aileler de çocuklarının aritmetik öğrenmesine büyük önem verirler.
İnsanların uygarlıkta ilerleyip düzenli öğrenim ve öğretim yuvalarının doğması ile okulculuk düşüncesi başlamıştır. Yeryüzünde kurulmuş bütün okullarda da ilk defa öğretilmesi düşünülen iki dal vardır: Okuma-yazma
öğretimi, aritmetik öğretimi.
Okuma yazma, kişiler için ne kadar gerekli, zorunlu ise aritmetik de o ölçüde gerekli, zorunludur. Bundan dolayı öğretimi en eski olan bilimler bu ikisidir. Okuma yazma gibi, aritmetik daha geniş ölçüde matematikte insanlığın en eski çağlarında başlamış, en ilkel şekillerinden, gelişerek,
bugünkü ileri durumuna gelmiştir.
Matematik düşüncesi, sayı kavramının doğmasıyla başlar. Amerikalı bilgin Demay’a göre, insanlık, matematikteki bugünkü gelişmiş devreye girmeden önce, şu basamakları yaşamıştır:
- Somut eşya devri,
- Eşya yerine resimlerini, şekillerini koyup onları sayma devri,
- Simgeler (semboller) devri,
- Her sayının ne kadar eşyanın karşılığı olduğunu öğrenme devri.
İşte aritmetik kavramı, ancak bu devrelerden geçtikten sonra, doğup gelişmiş, geometriyle birleşerek matematik halini almış, yüzyıllarca süren bir evrimleşme sonunda da bütün bilimlerin en temellilerinden biri olmuştur.
Sayı kavramının insanda yerleşmesi için insanlığın pek uzun bir süre beklemiş olduğuna böylece, kısaca dokunduktan sonra, bugünün insanlarında doğuştan acaba ne kadar bir zaman geçtikten sonra sayı kavramının başladığı da üzerinde durulacak bir konudur.
Bu konuda, İsveçli pedagog Bn. Descocudres’in tahmini şöyledir:
Normal bir çocukta 1 kavramı iki buçuk yaşında, 2 kavramı üç yaşında, 3 kavramı dört yaşında, 4 kavramı beş yaşında meydana gelir, evrimleşme aşağı yukarı bu yaştan sonra hızla gelişir.
Aritmetik Dersinin Amaçlan Nelerdir?
ilkokullarda aritmetik öğretimi için başlıca şu amaçlar göz önünde tutulur:
- Çocuğa sayı ve işlem kavramlarını kazandırmak;
- Edindiği aritmetik bilgilerini, hayattaki gerçek şartlara uygulayabilme yeteneğini geliştirmek;
- Çocukta aritmetik dilini kullanma yeteneği yaratmak;
- Çeşitli işlemlerde doğruluk, çabukluk sağlamak;
- Hayatın her alanında raslanan problemleri, durumları sayı bakımından çözümleme alışkanlığını geliştirmek;
- Emekte, zamanda tutum, düşünmede doğruluk sağlamak;
Aritmetiği çocuğun, günlük hayatta karşılaşacağı problemleri çözebilmesini sağlayacak bir düşünme yolu haline getirmek.”
Aritmetik öğretiminde göz önünde tutulacak esaslar üç bölümde özetlenebilir:
1) Gelişim;
2) Sezgi;
3) Serbeşlik.
Çocuğun Gelişimi Göz Önünde Tutulmalı
Aritmetik öğretme temposunun, çocuğun aritmetik gelişmesinin yanı sıra yürütülmesidir. Çocuğun gelişme temposu ile öğretim temposu denk olmazsa çocuk, verilen bilginin, zekâsına göre, ya ilerisinde, ya gerisinde kalabilir. Bu durum, bütün dersler için de bahis konusu olursa da, özellikle aritmetikte çok önemlidir. Onun için, aritmetik öğretiminde, özellikle sıçramalar yapmamalı, adım adım yürümelidir. Bu tempo, hem aritmetiğin, hem de çocuğun yapısına uygundur.
Çocuk Kendiliğinden Sezineli
Çocuk çevresindeki çeşitli eşyanın özelliklerini, şekillerini, boyutlarını, niceliklerini, sayılarını kendiliğinden sezip, bunların soyutluğuna varabilmelidir. Meselâ işlemin tekniğini, kavramını günlük alışveriş olayları içinde ona mal ettirmek mümkündür. Böylece, aritmetik, kuruluğunu kaybederek günlük hayatın nitelikleriyle bağdaştırılmış olur. Eşyaya hareketlerle, resimlerle, grafiklerle bir karakter kazandırmak da sezgi yolunun çalışmaları içine girer.
Kalıplardan Kaçınmalı
Çocuk öğrenime kendiliğinden yönelmeli, ya da yöneltilmelidir; yani öğrenci öğrendiklerini kendi isteği, kendi emeği, kendi çalışması ile elde edebilmelidir. Buna göre aritmetik dersi, çocuğa düşünebilmek, kişilik sahibi olmak yeteneğini kazandırmalıdır. Çocuklara belli kalıplar değil de, bunların yerine düşünme yolları, küçük, basit usuller, bazı ipuçları verilir, o da bunlardan yararlanarak, kendiliğinden bazı sonuçlara, bilgilere varır.
Aritmetik öğretiminde unutulmaması, ihmal edilmemesi gerekli çok önemli bir nokta daha vardır. Çocuklara sayı, rakam kavramları öğretilirken, bunlar mutlak soyutluktan ayırtılmalı, kısacası, sayıları eşya ile birlikte düşünüp ona uygulayabilmesini sağlamalıdır. Meselâ 15 denilince çocuk 15 sayılık bir şeyi göz önüne getirebilmelidir: 15 portakal, 15 koyun, 15 kitap gibi… Böyle böyle çocuk, önce eşya üzerinde, sonra şekiller üzerinde, daha sonra da aritmetik kavramlar üzerinde sayı kavramına yöneltilir. Bu devrenin sonunda ise artık ona dört işlemin ilk basamaklarına adım attırmakta ortada belli bir engel kalmamış olur. İlkokul birinci sınıflarda ilk aritme-
tik işlemleri, l’den 10’a kadar olan sayılar, en küçükten başlıyarak, toplatmakla yaptırılır. Bu çalışmalardan sonra, zaman ve yaş ilerlemesinin yanı sıra, çıkarma, çarpma, bölme çalışmaları gelir.
Aritmetiğin Yardımcıları
Aritmetik dersinde kullanılmak üzere birtakım yardımcı araçlara ihtiyaç vardır. Bunların başında, çocuğa en yakın, en kolay olarak, iki elin parmakları gelir. Fasulye, nohut, küçük taşlar, boncuklar, bazı kabuklu meyvalar, kibrit, kürdan gibi şeyler de aritmetiğin canlı, görünür, zevkli olmasına yardım eder.
Bunlardan sonra özel yapılmış bazı eşya, fişler, markalar, paralar, küb biçiminde hazırlanmış tahta mukavva kutular, abaküs, sayı şekilleri levhaları kullanılabilir. Hesap yapmaya yarıyan özel birtakım araçlar ara- sınd şerit metre başta gelir; bundan sonra kareli kâğıtlar, saat, roberval terazisi gibi daha başka şeyler kullanılır.
Bütün bunların dışında aritmetik öğretimi için en değerli, en yakın araç matematik ders kitabıdır. İyi ve dört başı mamur bir ders kitabında aranılan başlıca özellikler şunlardır:
1 — Kitap öğrencilerin sayı ve büyüklük farklarını kolaylıkla kavramalarına;
2 — İşlem kavramını, tekniğini kolayca öğrenmelerine;
3 — Çocukların kendiliklerinden alıştırma ödevleri bulmalarına;
4 — Yapılacak işlemin sonucunu tahmine;
5 — Problemlerin çözümünde özel yollardan yürümeye, çeşitli çözüm yollarının ölçüştürülmesine imkân vermesine; 6 — Çocukların kendiliklerinden problem düzenlemeye elverişli fırsatlar hazırlamasına;
7 — Pazar ve piyasa tarifeleri, makbuzları toplamaya, gözlemeye, doğru kullanmaya sevketmesine;
8 — Bizzat gerçek rakamları (nüfus sayımı, her çeşit istatistikler, dağ yükseklikleri, nehirlerin uzunlukları gibi) kullanmalarına; her bakımdan, elverişli olmalıdır.
Kitaptaki «say» emri çocuğun saymasına, zaman ve mekân kavramının gelişmesine, «ölç» emri büyük lük kazanılmasına yardım etmelidir Ancak böylelikle aritmetik çocuğa sevdirilmiş olur. Küçüklerin ilgi duydukları şeyleri daha kolay ve da ha çabuk öğrendiklerini unutmamak gerekir.
Aile, aritmetik öğretiminde, anla yışlı bir gözle okuldaki gelişmenin yanı sıra, çocuklarına yardımcı, fay dalı olabilir. Çocuğun okulda edindiği ilk, henüz gölgeli aritmetik sezgilerini, evdeki çeşitli eşya üzerinde uygulamalarla besleyip geliştiren bir ana-baba, aynı zamanda bu dersin kuru, yavan görünmesi ihtimalini ortadan kaldırmaya da yardım etmiş olur.