Bahçenize güzel bir görünüş verdiği gibi asmanın gelişmesini ve üzümlerin olgunlaşmasını sağlar.
Asmalara güzel bir görünüş vermek için, biraz gayret etmek ister. Eğer bahçenin bir köşesine dikilen asma fidanı başı boş bırakılırsa, gelişigüzel büyür, sağa sola dal budak salarak çirkin bir görünüş alır, üstelik bakımsız asmaların vereceği üzümler hem çok cılız olur, hem de pek geç olgunlaşır. Asmaların gelişmesi için onları tellere sardırarak kafes haline getirmelidir.
En kolay ve güzel görünüşlü asma kafesi üst üste gerilmiş iki sıra telle yapılır. İlk telin topraktan yüksekliği 90 cm. üstteki tel de birinciden 90 cm. yukarıda olmalıdır. Bu, uzun süreli bir tertibat olduğundan tellerin tutturulacağı kazıkların iyice sağlam olmasına dikkat edilmeli, kazıkların arasına da sağlam galvanize tel germelidir.
Kafesin bir başka tipinde de üç sıra tel kullanılır. Asmanın gövdesi üst tele kadar uzadıktan sonra buraya tutturulur. Sonra fazla dallar budanır, iki, ya da üç dal bırakılır. Bu dallar aşağı doğru eğilerek alt tellere bağlanır, sonra uçları yukarı doğru kıvrılıp yeniden üst tellere tutturulur. Asmanızın vereceği üzümlerin iyi olması için de budamaya dikkat etmeniz gerekir. Dallarda kütüğün yetiştirebileceğinden fazla tomurcuk bırakmamalıdır.
Asmayı kafese tutturduktan sonra budama ve bağlama işini asla ihmal etmemek gerekir, aksi halde asma karmakarışık bir görünüş alır.
Asmanın baş düşmanlarından biri de ‘’bağbozan’’ (küskütotu) denilen asalak (parazit) bitkidir. Bağlarda olduğu gibi, bahçelerde tek olarak yetiştirilen asmalarda da bu otun saç gibi incecik sapları vardır, bunlarla asmaya sarılıp dolanır, onun suyunu emip kurutur. Bunun için, asmaların dibi sık sık çapalanmalı, bağboğan kökleriyle çıkarılıp atılmalıdır.
Hem bahçenin süsü, hem de iyi bir meyva ağacı olabilir.
Asma tırmanıcı bir bitkidir, çardağa, duvarlara, damlara alınacak olursa, asma bıyığı, sülük denilen uzantılarıyla tutunup aşıla aşıla tırmanır, uzanıp gider.
Bağcılıkta, üzüm almak için yetiştirilen asmalar, yerden ancak 60-70 cm. kadar bırakılarak, budanır, böylece asmanın uzayıp giderek kuvvetinin dallara dağılması önlenir, bu kuvvet üzümlerin gelişmesini sağlar.
Bununla birlikte, bahçelerde süs için, bir duvarı, damı örtmek, çardaklarda gölgelik elde etmek için uzatılıp sardırılan asmalardan da, iyi bakılırsa, üzüm alınabilir. Bu bakımdan, bakımlı bir asma hem bahçenin süsü, hem de az çok yemiş veren bir meyve ağacı olur.
Asma, cinsine göre, ayrı özellikte toprak ister. Çok yağışlı, soğuk bölgelerde olduğu gibi, çok sıcak yerlerde de iyi asma yetişmez. Birçok asma hastalıklarının ortaya çıkması da iklimle ilgilidir. Asma iyi bir toprak ister. Dikileceği yerin toprağı iyi değilse 1 m. kare kadar bir yeri 60-70 cm, derinliğe kadar kazıp buraya iyi toprak koymalıdır.
Asma üzüm çekirdeğinden (tohumla) yetiştirildiği gibi, daha çok çelikle, daldırma ile, aşı ile üretilir.
Tohumla yetiştirilecekse, çekirdekler hastalıksız, sağlam, olgunlaşmış kütüklerin üzümlerinden alınmalıdır. Çelikten yetiştirmede bir yaşındaki çubuklar kesilir. Daldırma ise, bütün öteki bitkilerde olduğu gibi, asmanın bir dalı, kesilmeden, yere eğilerek toprağa gömülür. Dalın toprak içhıde kalan kısmı kök verir, yeni fidan bu kökü ile birlikte kesilir, başka yere aktarılır. Aşı ile üretmede ise, iyi cins bir asmadan alınmış bir kalem başka bir asmaya aşılanır.
Asma, sık dal verdiği için, çeşitli biçimlerde budanarak şekiller verilebilir. Asmanın boya kaçmaması, üzüm vermesi isteniyorsa uçlarından budanır, yaprakları seyreltilir; ayrıca, çiflik gübresiyle birlikte suni gübre de verilir.
Asma Hastalıkları
Asmaların uğradıkları türlü hastalıklar vardır. Don, dolu, güneş vurması, gibi tabii olaylar gibi, ayrıca asalaklardan, böceklerden ileri gelen bazı hastalıklar da asmaları bozar. Mildiyu ile filoksera bu hastalıkların başlıcalarıdır:
Mildiyu Hastalığı
Yağışı çok olan yıllarda bütün üzümleri yok eden bir asma hastalığıdır. Hastalık asma yapraklarının üzerinde yağ lekesi gibi bir görünüşle başlar. Sürgünler bir karış olunca mildiyu ile savaşa başlamalı, asmalara göztaşı ile yapılmış ”bordo bulamacı” püskürtülmelidir. Asalak bir mantardan ileri gelir. Yaprakların üzerinde önce sarı lekeler olur, sonra bu lekeler kahverengileşir, yaprakların alt yüzünde beyaz bir hav görülür. Mildiyuya karşı en iyi ilâç göktaşıdır. Göztaşı bakırın sülfürik asitle meydana getirdiği bir tuzdur. Kimyada bakır sülfat, bakır vitriyolu da denir. Isıtılarak toz haline getirilir. Suyla karıştırılarak bordo bulamacı yapılır. Bu bulamaç asmaya püskürtülür.
Filoksera Hastalığı
Bitkilere dadanan bir böcektir. Asmanın hem yapraklarına, hem köküne zarar verir. Böceklerin önünü almak için toprağa metrekareye 2-2,5 kilo karbon bisülfit karıştırılır. Toprağı suya boğmak, toprağa %60-70 kum karıştırmak da filokseraya karşı faydalıdır.
Külleme
Asmalara gelen hastalıkların en kötülerindendir. Küllemeye yakalanan asma yapraklarının üzeri unlanmış gibi olur. Küllemeyle savaşmak kükürtlü ilâçlar püskürtülerek yapılır. Bağlarda sürgünler 15-20 cm. kadar, yani aşağı yukarı bir karış boyunda olunca, küllemeyle savaş da başlamalıdır.
Salkım Güvesi
Balgam da denilen bu böcekle savaşa bitki çiçeklenmeye başlamadan koyulmak gerekir. Salkım güvesinin bütün mevsim devamınca zarar vermesinin önüne geçmek için ilâçlamayı birkaç kere tekrarlamak yerinde olur.