Bulaşıcı Hastalıklar Nelerdir? Nasıl Bulaşır?

Bulaşıcı Hastalıklar tehlikeli sonuçlarını göz önünde tutarak bu gibi hastalıklara karşı daima uyanık olmalıyız. Bulaşıcı hastalıklar hastalardan sağlamlara bulaşabilen hastalıklardır. Bulaşıcı hastalıklar nasıl bulaşır, bulaşma yöntemleri nelerdir, hangi durumlarda bulaşırlar. Bulaşıcı hastalıklar için alınacak önlemler nelerdir? Bun­ların çoğu intanidir; yani, mik­roplardan ileri gelir. (Vücutta hastalık etkenleri mikrop­lar yüzünden ortaya çıkan, sürekli, ya da geçici, ağır, ya da hafif bütün değişikliklerle vücudun bu etkenlere karşı tepkilerinin tümüne intan denir.)

Bu hastalıklar, genel olarak, has­tada ateşin yükselmesiyle, kimi va­kitte, tersine, düşmesiyle kendini gösterir; sağlamlara da ya doğrudan doğruya bu hastalardan, ya da, hay­van, böcek gibi bir aracı yolundan bulaşır.

Bulaşıcı hastalıklar ilk çağlardan beri insanlar için zorlu bir savaş ko­nusu olmuştur; çünkü, bu hastalık­lar, hastadan sağlama bulaşarak, kı­sa zamanda salgın haline gelebilir. Verem, sıtma, tifo, tifüs, frengi, grip, veba, kolera, çiçek, menenjit gibi başlıca bulaşık hastalıklar tarihte zaman zaman büyük salgınlar halin­de geniş bölgeleri sararak yüz bin­lerce, hatta milyonlarca kişiyi ölü­me sürüklemiştir. Uygarlık, bu ara­da hekimlik bilgileri ilerledikçe bu âfetlerin zararları sınırlanmış, bu­gün ileri ülkelerde bulaşıcı hastalıkların pek çoğu ya bütün bütün orta­dan kaldırılmış, ya da kontrol altı­na alınmıştır.

Bir yandan Pasteur’ün mikroplar üzerindeki buluşları, kuduz aşısı üzerindeki cesurca çalışmaları, yer­yüzünde ilk önce Türkler’in kullan­dıkları çiçek aşısını geliştirerek dünyaya tanıtan Jenner’in başarıla­rı bu yolda önemli adımlar olmuş­tur. Bu çalışmalar sonunda birçok bulaşıcı’ hastalığın nedenleri, etken­leri, aşıları bulundu, hele yakın ta­rihlerde sülfamitlerin, antibiyotik­lerin keşfiyle hekimlik bu hastalık­lar üzerinde büyük zaferler kazandı.

Öte yandan, bulaşıcı hastalıkları önlemek üzere bütün ileri ülkelerin, ayrıca uluslararası kuruluşların al­dıkları tedbirler, koydukları yasa­lar da bu âfetlerin zararlarını azalt­mış, kimisini de ortadan bütün bü­tün kaldırmıştır. Hekimlik ilerledikçe bulaşıcı hastalıklar da kontrol altına alınmakta, hele bazı ülkelerde tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Günümüzde modern hekimlik, kızamık, su çiçeği, kızıl, çiçek vs. gibi hemen her çocuğun yakalandığı hastalıklara çare aramakla meşguldür.

Çünkü bu hastalık­ların önlenmesi, salgın haline gel­meden durdurulması, onların ilk başta ortaya çıkışının bilinmesine geniş ölçüde bağlıdır. Bunun için, hükümetler birçok bulaşıcı hastalık­ların, görülür görülmez resmî sağ­lık makamlarına bildirilmesi zorunluluğunu koymuşlardır.

Hükümete Haber Verilmesi Gereken Hastalıklar

Türkiye’de Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 57’nciden 96’ncı madde­lerine kadar olan hükümler hep bu­laşıcı ve salgın hastalıklarla savaş görevlerini belirtir. Bu hükümlere göre, yurdumuzda sağlık makamla­rına haber verilmesi gereken hasta­lıklar şunlardır:

Kolera, veba, tifüs (lekelihumma), kızıl, kuduz, tifo ve paratifo (kara hummalar), çiçek, difteri (kuşpala­zı), beyin hummaları, uyku hastalı­ğı (bulaşıcı beyin iltihabı), dizanteri (kanlı basur), loğusa humması, ru­am (sakağı), şarbon (karakabarcık), çocuk felci, cüzam (miskin hastalığı), hummairacia (raci humma), maltahumması, kuş gribi, domuz gribi, kırım Kongo kanamalı ateş.

Bu hastalıklardan kuşkulanılsa bile, ya da hasta ölmüş bile olsa, ya en yakın sağlık dairesine (sağlık müdürlüklerine, sağlık memurlukla­rına, hükümet hekimliğine), ya da polis, jandarma karakollarına haber vermek zorunluğu vardır. Bu haber verme işi ağızdan da yapılabilir, ya­zıyla da olur. Postanelerde bu iş için hazır tezkereler vardır, bunlar dol­durularak bulaşıcı hastalığın bulunduğu evin adresi yazılarak, pul yapıştırmadan, parasız olarak gön­derilebilir.

Bulaşıcı hastalık bir gemide görü­lürse, geminin uğrayacağı ilk liman­da hükümete bildirir; resmî ma­kamlar gerekli görürlerse gemiyi karantinaya koyarlar. Karantina ko­nulan gemi o hastalık mikrobunun kuluçka süresine eşit bir süre için mikrobunun kuluçka süresine eşit bir süre için dışarıyla temas edemez, gemiye gir­mek, çıkmak yasaklanır.

Bir yerde bulaşıcı hastalık görü­lünce alınacak tedbirlerin başlıcaları şunlardır:

1) Hastanın sağlamlarla teması ke­silir.

2) Hastaya yakın olan, onunla te­mas etmek zorunda bulunan kimse­ler aşılanır, gerekenler koruyucu te­daviye alınır.

3) Gerekiyorsa herkese aşı yapılır.

4) Hastanın bulunduğu evin sokak kapısına sarı yafta yapıştırılır. Bu, içeri girmenin yasak olduğunu belir­ten bir işarettir.

5) Hastanın odası, kullandığı eşya dezenfekte edilir.

6) Hastalığın nereden, nasıl geldi­ği araştırılır.

7) Hastalık bir aracı hayvandan bulaştıysa kuduzda olduğu gibi bu hayvan bulunup ortadan kaldırılır.

Bulaşıcı Hastalıklar Nasıl Bulaşır?

Bulaşıcı hastalıkları önleyebilmek için bunların insandan insana, ya da hayvandan insana nasıl geçtiğini bilmek çok önemlidir. Bulaşma yol­ları başlıca şunlardır:

Hastaların dışkıları en önemli bu­laşma yoludur. Tifo, kolera, çocuk felci, dizanteri, salgın karaciğer il­tihabı en çok bu yoldan bulaşır.

Hastaların salgıları da bu hasta­lıkların bulaşmasına yol açar. Kızıl, kuş gribi, domuz gribi, kırım kongo kanamalı ateş, verem, difteri, kızamık, boğmaca, zatürree, kabakulak, grip gibi hasta­lıklarda hastaların tükürüklerinden, daha başka salgılarından sakınmak gerekir.

İltihap cerahatleri, sızıntılar, dö­küntüler de hastalığı bulaştırır. Çi­çek, loğusa humması, cerahatli göz iltihabı, yılancık, kellik, frengi, belsoğukluğu bu yollardan geçebilir.

Hayvanlar, bazı bulaşıcı hastalık­larda aracılık ederler. Bu arada, ve­ba farelerden, pirelerden; sıtma siv­risineklerden, tifüs bitlerden, pire­lerden çevreye yayılır.

Hastanın eşyası, elbisesi, çamaşı­rı, yatak çarşafı, kullandığı alafran­ga helâ, yemek kapları, kaşığı, bar­dağı, taşıdığı mikroplarla hastalığı bulaştırır.

Sağlam taşıyıcılarda, kendileri, bu hastalıklara tutulmasalar bile, mik­ropları taşıyarak hastalığı başkala­rına aşılarlar.

Bütün bu tehlikeler göz önünde bulundurularak, her zaman, her yer­de, bulaşıcı hastalıklara karşı uyanık durmalıdır. Bu hastalıkların yayıl­masında en büyük tehlike kirli eller­den gelir. Kendi ellerimizi daima bol sabunlu suyla yıkamaya dikkat etti­ğimiz gibi, ellerinin temiz olduğunu iyi bilmediğimiz kimselerin dokuna­cakları yiyeceklerden de sakınmalı­yız.

Bulaşıcı hastalıklar üzerine dilimiz­deki kitapların bavlıcalar):

Bulaşık ve Salgın Hastalıklar Bilgisi (Prof. Dr. S. T. Aygün, *4 cilt, 1939-48, Sümer Ba­sımevi, Ankara); Bulaşıcı Hastalıklarla Mü­cadele (çev. Doç. Dr. N. H. Fişek, 1956, Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Enst., Ankara); Bulaşıcı Hastalıklar ve Salgınlarla Savaş (Dr. E. K. Unat, 1949, Sağlık ve Sosyal Yardım Bak.); Bulaşıcı Hastalıklar (çev. Dr. Z. Ök- tem, 1944, Maarif Basım. Ankara); Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele Usulleri (Dr. Z. F. Ural, 1943, S. S. Bükey Basımevi, İstanbul); Bulaşık Hastalıklardan Korunma Öğütleri (Dr. N. Üstüntürk, 1936, Ata Çelebi Bas., Mersin).

Etiketler

Bunlarda İlginizi Çekebilir

YORUM YAZIN