Beyin, önden arkaya doğru tam ortadan derin bir yarıkla ikiye ayrılmıştır. Bunlara sağ beyin, sol beyin diye ad verilir. Bunlar vücudun ayrı ayrı iki yanını yönetirler. Yalnız, bu yönetme terstir: Sağ beyin sola, sol beyin sağa kumanda verir.
Beyin akıl, düşünce, belleme, istem, duyma, kavrama gibi çeşitli zihin faaliyetlerinin merkezidir. Bu yetenekleri beynin büyüklüğü, ya da girinti çıkıntısı ile ilgili görenler vardır: Bazı büyük adamların beyinlerinin normalden daha iri olduğu görülmüşse de insanlar arasında beynin büyüklüğü ile zekânın üstünlüğü arasında kesin bir bağlantı bulunamamıştır. Buna karşılık, insanla hayvanlar arasındaki zeka farkı ile beynin hacmi arasında bir bağlantı olduğu bir gerçektir: İnsan beyni 1,5 kilo kadar gelir; hayvanların beyni ise, çaplarına göre, bu ağırlığın yarısını bile bulamaz. Öte yandan, insan beyni daha girintili çıkıntılı, hayvanlarınki daha düzdür. Bundan dolayı, bazı bilginler zekânın bu kıvrımlarla ilgili olduğunu ileri sürmüşlerdir. Kıvrımların çokluğu beynin yüzeyini yani hücre sayısını artırdığına göre, bunda bir gerçek olduğu kabul edilebilir. .
Bilerek, isteyerek yapılan hareketler buyruğu beyinden aldığı gibi, dıştan gelen etkiler de anlamını beyinde kazanır. Boz maddeyi meydana getiren on milyonlarca hücre dıştan etkilenerek kazandıkları özellikleri, uzağa, yakına saldıkları, uzaktan, yakından aldıkları sinir telleriyle birbirlerine iletirler. Böylece düşünme diyebileceğimiz bir düzen kurulur; yerine göre bir usa vurma (muhakeme), bir uyarma, bir anma başlar; ya da bunların birkaçı, hepsi birden olur. Biz bütün bunlara kısaca, beyin çalışması diyoruz.
Bu çalışmanın nasıl olduğunu kesin olarak bilmiyoruz. Nasıl mum dibine ışık vermezse, evrenin, hayatın bin bir bilmecesini çözmüş olan insan beyni, kendisinin nasıl çalıştığını iyice açıklayamamıştır. Bu beyin çalışmasında birtakım kimyasal işlemlerin payı olduğunu ileri süren bilginler vardır. Beyin çalışmasına en iyi yardım eden besinlerin başında fosforlu maddeler gelir.