Şeytan bir kere girmeyegörsün insanın içine Yaptırmayacağı iş yoktur sahibine…
Yeter, Mimoza, Gonca, Beyza, Sultan, Zeyno, Merve… Ve diğerleri… Bir avuç kader mahkûmu kadın!
“Büyük konuşmasın hiç kimse! ‘Böyle bir olay benim başıma gelmez!’ demesin. ‘Asla’ diye başlayan cümleler kurmasın. Hiç ummadığınız bir anda, kapkara bir çukurun dibinde bulabilirsiniz kendinizi. Tıpkı benim gibi…” diyor Beyza.
Bir de Mine var aralarında. Dört duvarın dışında bambaşka bir dünyanın olduğundan habersiz, anasının yatağını, yemeğini ve günahını paylaşan, “Hiç uçurtma uçurmadım ben Kumdan kaleler yapmadım hiç Sokaklarda oynayamadım Çocuğum ben ama Çocukluğumu yaşayamadım!” diyen ve eksik büyüyen bir çocuk.
Her birinin ayrı bir hikâyesi var. İç burkan, hüzünlü; ama bir o kadar da heyecan verici ve çarpıcı…
Kelepçe Canan Tan Kitabı
Yazdığı romanlarla günlük hayattan hikayeleri alıp mükemmel bir şekilde okurlarına sunan Canan Tan yine hayatın içinden dramları alıp Kelepçe romanı ile okurlarını derinden etkilemeyi başarıyor.
Canan Tan’ın Kelepçe romanında bu sefer kader mahkumu kadınların hikayelerini okuyoruz. Gerçek hayattan esinlenerek yazdığı kitapları okuyuculara çarpıcı bir şekilde sunan Canan Tan Kelepçe romanıyla tadı damağımızda kalacak bir eser sundu. Hayatın insana nasıl oyunlar oynayabileceğinin değişik örneklerini kadın mahkumlar üzerinden okurlarına sunan kitap duygusal hikayeleri ile okurları hüzünlendirmeyi başarıyor.