İnsanın kendini kaybetme halidir. Bu durumda hiçbirr şey duymaz, kımıldamadan yatar; kan dolaşımı duraksar, solunum zayıflar. Bu durumdan kurtuluşa da ayılma denir.
Sara, isteri, koma gibi durumlar için bayılma deyimi kullanılmaz. Ba yılmada kalbin gücü birden silinir, kjalb atışları duyulamayacak dereceye düşer. Kalbin bu zayıflamasına akciğerler de katılır, solunum yok olmuşçasına azalır. Bayılmaya benzeyen öteki durumlarda kalbin, akciğerlerin görevleri pek bozulmaz.
Göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçen çok kısa bayılmalar da olabilir; bunlara, daha çok, baygınlık denir. Buna karşılık dakikalarca, saatlerce süren ağır bayılmalar da vardır.
Bayılmada, çoğunlukla, bir başlangıç dönemi görülür: Esnemeler, kulak çınlaması, bulantı, göz kararması bu dönemin başlıca belirtileridir. Duyarlılık henüz bütün bütün kaybolmamıştır; yalnız, hastanın hareket kabiliyeti azalmaya başlamıştır. Kalp atışı, solunum pek aksamamıştır. . Bundan sonra, bayılmanın daha ileri bir dönemi gelir: Hasta birdenbire hareketten kesilir, çünkü kan dolaşımı, solunum görünüşte, hatta gerçekte durmuş, bunun sonucu olarak bilinç (şuur) kaybolmuştur. Bu durumda, yüzün rengi kaçmış, dudaklar solmuştur; el, ayak buz gibidir, şakaklarda, alında ter taneleri belirmiştir. Bu tam bayılma halidir
Bayılma sırasında insan ağrı, sancı duymadığı için, bu durumda, hastada kırık, çıkık varsa bunlar kolayca düzeltilebilir. Arıca, ameliyatlar için hastalar uyutucu maddelerle yapma olarak bayıltılır (Bk. Anestezi).
Ayılma birdenbire olur. Dışarıdan yardımla, ya da kendiliğinden ayılan ‘ bir kimse birden .bilincine kavuşur; kalb vuruşları, solunum düzelir; yavaş yavaş yüzün normal rengi yerine gelir.