Alkol denince akla ilk gelen, alkollü içkilerdir. Yalnız, içkinin dışında da, özellikle hekimlikte, alkolün çok önemli yeri vardır.
Alkol, eski çağlardan beri daima içilmiştir. Sindirimi kolaylaştırması, keyif verici özellikleri yanında alkolün organizmada tahribat yaptığı, hatta nesilden nesile geçen ruh bozukluklarına yol açtığı da bilinen gerçeklerdendir. Yakıt olarak kullanılan alkoller içilmemesi için maviye boyanır, ‘’mavi ispirto’’ diye anılır.
Alkolü evlerimizde antiseptik (mikrop öldürücü) olarak her zaman kullanmaktayız. Antiseptik olarak kullanılacak alkolün yoğunluğu %70 olmalıdır. Daha yüksek yoğunluktaki alkol mikropların cidarındaki proteini pıhtılaştırır, alkolün mikroba etkisi güçleşir. Alkol yağlarda erimez, yağı da eritmez, bundan dolayı deri için iyi bir antiseptik değildir. Mukoza dokusunu tahriş eder. Alkol, tükürük ve mide salgısını artırdığından, iştah açıcıdır. Hekimlerin elinde kaldığı müddetçe sağlığa faydalı, içki müptelâlarının bardağında ise zararlı olan bir maddedir.
Vücuda Alkol Girince
Sindirim kanalından emilen alkol kana geçer. Kana geçmiş olan alkolün %10’u bronşlardan, %10’u böbreklerden çıkar, °/o80’i de vücutta yok olur. Kanın santimetre kübünde 0,25-1 miligramı bulunca keyif hali görülür. İnsan kendini hareketli bulur, iyi konuştuğunu sanır, hareketlerini, sözlerini henüz kontrol edebilir, kendini bilir. Alkol kanın santimetre kübünde 1-2 miligram olunca çevreye uyma bozuklukları başlar, sözlerde, hareketlerde kontrolsüzlük olur, yalnız, insan gene kendini bilir. 2-4 miligramda zehirlenme belirtileri başlar. Bu durumdaki bir kimse söz ve hareketlerde kontrolü tamamıyla kaybederse de gene az çok kendini bilir. Alkol kanın santimetre kübünde 5 miligrama yükselince insan komaya girer. Hareket, söz kalmadığı gibi artık kendinden iyice geçmiştir Alkol kalb için bir zehirdir. Solunumu yavaşlatır. Böbrekleri de etkileyerek idrarı artırır. Beyni, gözü, karaciğeri etkisi altında bırakır.
Hekimlikte Alkol
Alkol hekimlikte değişik şekillerde kullanılır. Sıtma, zatürree gibi âni gelen titremelerde, ateşlerde, bitkinliklerde, soğukta kalanlara ağızdan 10-15 santimetre küb alkol verilir. Evlerde bu işi bir kadeh konyak görebilir.
Alkol iştah açıcı kuvvet şuruplarının içine de karıştırılır. Antiseptik olarak gerek hekimlikte, gerekse evde kullanılır. Etil alkolden başkası tıpta kullanılmaz. Yüksek alkollerin zehir derecesi de yüksektir. Metil alkolün sinir sistemine çok zehirli etkisi vardır, özellikle görme sinirini felce uğratarak körlüğe yol açabilir. Bazı yerlerde içki yasağı konduğu zaman, kaçak, kötü içkilerdeki metil alkol miktarı yüksek olduğu için, sık sık görme bozukluklarına rastlanmıştır.
Evlerde Alkol
Alkol evlerde ya tuvalet ispirtosu, ya da mavi ispirto olarak bulunur.
Tuvalet ispirtosu: Elleri, yüzü temizlemek, deriyi ovmak için kullanılır. Ateşli hastalıklarda bir tas su içine alkol katılarak buna batırılan bezle hastanın alnına soğuk tatbik yapılır.
Alkol iyi bir mikrop öldürücü olduğu için evlerde çok işe yarar. Bazı yaralar alkolle temizlenir, çıbanlara, deri üzerindeki iltihaplara alkolle pansuman yapılır.
Alkol pansumanı şöyle yapılır: Temiz bir gaz bezi tuvalet ispirtosu ile ıslatılır, iltihaplı yerin üzerine konur. Bunun üzeri de bir tabaka pamukla kapatılıp sarılır. Ara sıra pan- sıman kaldırılıp yenisi konulur.
Bu gibi iltihaplarda, çıbanlarda alkol pansumanı ancak başlangıçta, ağrı, kızarıklık ortaya yeni çıktığı sırada yapılırsa fayda verir, iltihabın ilerlemesini, çıbanın irin toplamasını önler.
Mavi ispirto: İspirto ocağında yakılır. İspirto lâmbası, ispirtoluk ya da kamineto denilen bu ocaklar bir gaz lâmbası biçimindedir. Deposuna ispirto konur. Buradan çıkan bir fitil ispirtoyu emer, kibrit çakınca yanar.
Alkollü İçkiler ve Sonuçları
Alkollü içkiler insanların keyiflenmek için başvurdukları yollardan biridir. Yalnız, bu keyif uğruna, ölçüyü kaçırınca, insanlığın başına alkolizm denilen bir dert çıkmıştır. ALKOLİZMİ, yalnız insanların hasta olması yönünden değil de, bütün bir topluma etki yapması bakımından düşünürsek, çok içki içmenin kötülüğünü daha iyi anlıyabiliriz. İnsanların, günümüzdeki gibi, bir arada yaşamasını, bir arada iş görmesini gerektiren modern toplamlarda alkollü içkilere düşkünlük gerçekten çağımızın en önemli meselelerinden biri haline gelmiştir.
Alkole büyütenmişçesine bağlanmış olan kimselerin, şuuraltındaki bu isteğin farkında olmasa bile, kendini yıkmak istiyen insanlar olduğunu unutmamak gerekir. Alkolizm bilim adamlarını, ahlâkçıları yakından ilgilendiren meselelerin başında gelir.
Alkollü içkilere tarihte çok eski çağlardan beri rastlanır. Şarap, bira Eski Mısır’da kullanılırdı. Eski Romalılar, Eski Yunanlılar, medeniyetlerinin en yüksek seviyesine ulaştıkları devrelerde bile alkollü içkilere karşı düşkünlük göstermişlerdi.
Tarihte zaman zaman alkollü içkilere karşı savaş açılmıştır. En verimli alkol savaşı Müslümanlıkla doğdu. Kuran içkiyi yasak etmekle yüzyıllarca insanları zarardan korudu Yirminci yüzyılda Amerika’da konan alkol yasağı, Amerikan toplumunun ileri durumuna rağmen, başarılı olmadı,
Alkollü içkilerdeki etkili madde etil alkol (ispirto)dur. İçkinin çeşi dine göre içinde ayrıca tat, koku veren maddeler, karbon dioksit, değişik alkoller, eterler de vardır.
Tabiatta bitkilerin, hayvanların dokularında az miktarda alkol bulunabilir. Mikroorganizmaların, mayaların etkisiyle şekerli, nişastalı maddelerden tabiatta da alkol meydana gelir.
Alkollü içkiler ya mayalandırma, ya da damıtma ile elde edilir (Bk. İçkiler).
Alkolizm Felâketi
Alkolün insanlar üzerinde meydana getirdiği çeşitli belirtiler, genel olarak, alkolizm terimi altında toplanır.
Alkol alışkanlığı yüzyıllar boyu dinleri, ahlâkçıları, hükümetleri, tıbbı meşgul etmiştir.
Sarhoşluk, içkinin hemen her zaman birçok kimselerde gördüğümüz belirtisidir. Bu hal alkolün sindirim yolundan kana karışması, sinir hücrelerini uyarmasıyla başlar. İlk görülen belirti keyiftir. İnsan, içtikçe keyif, canlılık, neşe duyar, her şeyi hoş görür, utangaçlık kalmaz, cesareti artar. Sevgisini rahatça gösterir, parasını cömertçe harcar. Alkol alımı arttıkça cıvıklaşma, şarkı söyleme, dans etme, oyun oynama, arkadaşlarım öpme gibi haller başlar. Sarhoş gittikçe sersemler, dengesini kaybeder, sallanarak, sendeleyerek yürür. Çevresindeki eşya dönmeye başlar, sözleri ağırlaşır, bir konuyu tutturur, boyuna konuşur durur. Sarhoş son devrede artık sızar, horultularla uyur. Uyanınca başında sersemlik vardır. Midesi rahatsız, vücudu kırgın bir hasta gibidir.
Alkol Psikozları
Bazı kimseler içkiye dayanamaz. Bir iki kadehten sonra hastalanır, hatta çılgınlık hali gösterirler. Bu gibiler içtikçe kendini kaybeder, düşünmesinde bulanıklık olur, öfkesi artar, heyezanlara başlar. Bunlarda kıskançlık alınganlık hali çok görülür.
Kimisi de kendini bütün bütün kaybeder, bağırır, saldırır. Bu arada elinden kaza çıkanlar, adam öldürenler olur. Neden sonra ayılınca ya yaptıklarının farkında değillerdir, ya da ancak rüya gibi hatırlarlar. Bu gibi kimselerin içki içmesi kendisi için de, çevresi için de bir felâkettir.
Alkolden ileri gelen ruh bozukluklarına alkol psikozları denir. Başlıca alkolden kaynaklanan ruh bozuklukları şunlardır:
Deliryum Tremens: Alkol zehirlenmesinden ileri gelir. Çoğunlukla uzun süre içki içenlerde, ya da yıllarca içtikten sonra birden bırakanlarda görülür. Daha çok 35-40 yaşlarında ortaya çıkan bu halin kalıtımla (verasetle) de ilgisi vardır. Deliryum tremens nöbetinin başlıca belirtileri titreklik, çeşitli hayal görmedir. Böyle bir kimsenin elleri bütün vücudu, dili titrer. Heyecanlıdır, yerinde duramaz, korku içindedir. Bulunduğu yerde silahlı insanlar, yılanlar, akrepler, fareler, küçük küçük insanlar görür. Bu hayvanların vücuduna saldırdığını sanır. Kendisini meyhanede sanarak ‘’Rakı getir!’’ diye bağırır. Mesleğiyle ilgili hareketler yapar, bunlar üzerinde konuşur. Meselâ şoförse direksiyon kullanır gibi kollarını oynatır.
Böyle bir hasta bulunduğu yeri, zamanı bilmez, çevresindekileri de tanımaz, hikâyeler uydurur. Meselâ, ırzına tecavüz edildiğini, hırsızlar geldiğini söyler. Çok terler, dili paslıdır, nefesi kokar, uyuyamaz. Bu belirtileri yavaş yavaş kaybolan kimse 3-6 gün içinde iyileşir. Nöbet sırasında korkuyla kendisini öldürenler, düşman sanarak karşısındakine saldıranlar vardır.
Ayyaş Hezeyanları: Alkol psikozlarından biri de hissi, hayalî hezeyanlardır. Çoğunlukla 35-40 yaşları arasında görülür. Hezeyan içinde bulunan kimse sesler işitir, kendisine küfür, hakaret ediliyor sanır. Herkes onunla alay ediyor, öldürmek istiyor gibi gelir. Arkadaşlarını, kendisinin ırzına geçmek gibi tertiplere girişmekle suçlar.
Alkol Paranoyası: Asıl belirtisi şiddetli kıskançlıktır. Bu gibi kimseler öfkeli, ataktır. Kıskançlık, zehirlenme hezeyanlarında bulunur. Meselâ, ona göre karısı, kızı fuhuş yolundadır; geceleri eve adam alıyorlar, gündüzleri süslenip kötü evlere gidiyorlar, kendisini herkese deli, sarhoş olarak tanıtıyorlardır. O ise her şeyi biliyor, gözüyle görüyor. Birçok şeyi bildiği için de onu zehirlemek istiyorlar.
Korsakof Psikozu: Uzun süre içki içenlerde görülen bir çeşit bunamadır. Belirtileri şunlardır: Yeni şeyleri unutmak, bazı hâtıralarda yanılmak, masallar uydurmak. Bu hastalar sakin, rahat, halinden memnundurlar. Kollarında, bacaklarında, gözlerinde felç oldukça çok görülür, nevritler olur. İyi olanlar varsa da çoğunlukla sonuç kötüdür.
Dipsomani: Nöbet nöbet fazla miktarda içki içmek halidir. Normal durumda gibi görünen bir kimse birden durmadan içmeye başlar. İçme nöbeti günlerce sürer. Ondan sonra gene normal duruma döner. Böylece zaman zaman gelen içme nöbetleri görülür.
Dipsomaniye uğramış kimseleri bu hastalıktan iyi etmek pek zordur. Yalnız, rahat bir hayat, açık hava, bol besin sinirlerini dinlendirip vücutlarını kuvvetlendirir, böylece, yaşamaktan zevk alıp içki iptilâsını bırakabilirler. Bunlar için hastanelerde özel tedavi usullerine başvurulur.