Bir ailenin birçok üyesinde, o ailenin özelliği gibi ortaya çıkan birtakım hastalıklar, sakatlıklar, yapı bozuklukları, organ eksikliği gibi durumlar olur. Bunlara aile hastalıkları denir.
Aile Hastalıkları
Bunlardan kimisi — eveğen (hâd) romatizma, besin eksikliği, beslenme bozukluğu gibi — o kimselerin bugünkü yaşayış şartlarından ileri gelir; kimisi de kalıtım (veraset) ile ilgilidir: Kanın yapısıyle ilgili kusurlar, deriye renk veren boyaların yerleşirle bozukluklarından ileri gelen albinizm (akşarlik), el ayası, ayak altı keratozlan gibi.
Akraba Evlilikleri
Gene kalıtım (soyaçekim) yolu halk diliyle akraba evliliği ile ailenin eski kuşaklarından gelme birtakım hastalıklar, sakatlıklar da vardır ki, alkolizmin, frenginin yol açtığı sakatlıklar bunların başlıcalarıdır. Şeker hastalığı, daha başka hormon bozuklukları, damar sertliği (iper- tansiyon) gibi birtakım hastalıkların da aile hastalığı sayılabilecek örneklerine de oldukça sık rastlanır.
Aile hastalıklarının evlenme yolu ile yeni kuşaklara yayılması evlenecek kimselerin bu bakımdan önceden muayeneden geçirilmesiyle bir dereceye kadar önlenebilir.
Cinsi Eğitim ve Üreme
Bir aile içinde yaşayanların edinmesi gereken bilgiler arasında cinsî hayatla ilgili sorunlar daha büyük bir önem taşır; ne yazık ki şimdiye kadar bunların üzerinde pek durulmamıştır. Çocuklara, gençlere verilecek eğitim arasında bu konu henüz pek az ülkede yer almış bulunuyor.
Aile büyükleri bu konudaki bilgileri doğru olarak öğrenebilmek için aile doktorlarına, yetkili uzmanlara başvurmalıdırlar.
Üremeyi bir düzen altına almak, çocuk sayısını buna göre ayarlamak da bugünkü toplumların büyük önem verdikleri bir konu olmuştur. Bu konu bizde de plânlama çerçevesi içine alınmış, böylece çocuk sayısının artmasını önlemek aile sağlığının gerekli bir bütünü olmuştur.
Ekonomistler, bir kısım sosyologlar yeryüzündeki nüfus artışını dünyanın yarını bakımından önlemek gerektiğini düşünüyorlar. Nüfus artışının getireceği tehlikeleri bizim yurdumuz için şimdilik tartışma dışı bıraksak bile, her aileye bakabileceği kadar çocukla yetinme hakkını tanımayı insan hak ve hürriyetlerine uygun bulmamız gerekir.
Bu bakımdan, kadına gebe kalabileceği günleri öğretmekten başlayarak, dilerse gebeliği önleyecek araçlara, ilâçlara kadar ona birçok bilgileri edinmesine yardım edilebilir. Aile doktorlarının, aile plânlamasında çalışan görevlilerin bu yoldaki yardımları, ana-babanın buna göre gerekli tedbirleri almaları hiç şüphesiz aile sağlık ve mutluluğunda büyük rol oynayacaktır.