Sokağa çıktığınızda, sağınıza solunuza dikkat ettiniz mi hiç? Ya da dikkatinizi çeken farklılıklar oldu mu? Kime göre neye göredir bu farklılık…Algı ve bakmak ile görmek arasındaki değişikliktir bu…Aslında bakarsanız ben de pek dikkat eden birisi değilimdir ve çok fazla olay da kolay kolay dikkatimi çekmemiştir taa ki bundan 5 yıl öncesine kadar. Evet 5 yıl önce dışarıda gezerken dikkatimi çeken bir olay olmuş ve bu olayın yaşadıktan sonra olayın üstüne düşmüş bulunmaktayım.
O olayı kısa bir şekilde sizlerle paylaşmak isterim. Arkadaşımla buluşmak için randevulaştığım saate biraz geç kalmışlığın vermiş olduğu telaşla koştururken, bir kalabalığın arasında bir polisin bir işitme engelli vatandaşla iletişimde güçlük çektiği dikkatimi çekmiştim. İşitme engelli bireyimiz bir sıkıntı yaşamış ve polisten yardım istemek adına yanına gitmiş. Ne yazık ki polis arkadaşımızın İşaret Dili bilmemesi üzerine, ikili iletişime geçememiş bu yüzden de yaşanan olay o an hemen çözülememiş. Daha sonra işaret dili bilen bir bireyin işaret dilini bilmesi üzerine iletişimi sağlayarak olayı anlatması işleri kolaylaştırmıştı.İşitme engelli bireyimiz kapkaç’a uğramış bu yüzden de ilk önce polisin yanına gitmiş durumunu anlatmak için. Konunun sonrası sanırım karakolda devam etti. Evrak vb.konular. (Ne yalan söyliyim konu nasıl sonuçlandı hiç bir bilgim yok)
Hayatımda yaşamış olduğum bir olaydan esinlenerek bu yazıyı yazma ihtiyacı bulmaktayım. Çünkü, iletişimin sadece ses ile olmadığını, işaret dili, beden dili, mimikler, görme engellilerin alfabesi vb…. bir çok iletişim çeşitleri ile olduğunu aktarmaktı. Yaşamış olduğum bu olaydan sonra, ben de kendimin işaret dili öğrenmem gerektiğini, gün gelir bir gün benim de işitme engelli bir birey olabileceğimi ve şu anda işitme engelli bireylerin yaşadığı zorlukları benim de yaşayabileceğimi düşünmekteyim. Öncelikle Türkiye’de ne kadar bireyin engelli olduğu konusunda bir araştırma yaptım ve yapmış olduğum araştırmada Akın Karakız’ın bir sitede yazmış olduğu istatislik oranlarını paylaştığı bu bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim.
Türkiye istatistik kurumunun verilerine göre yüzde olarak, görme engelliler 8,4, işitme engelliler 5,9, dil ve konuşma özürlü 0,2, ortopedik engelli 8,8 , zihinsel engelli 29,2, ruhsal ve duygusal 3,9,türeyen hastalıklar 25,6, çoklu özür grubu 18,0. Cinsiyet oranında bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum, gene yüzde olarak gerçekleştirilmiş. Özür grupları içinde erkek nüfusun 67’si görme 57,5’i işitme özürlü 67,0 dil ve konuşma özürlü 56,2 ortopedik özürlü, zihinsel engelli 61, ruhsal ve duygusal engelli 67,9, türeyen hastalıklar 56,2. kadınlara geçecek olursak görme 33, işitme 42,5 dil ve konuşma engelli 33, ortopedi 43, zihinsel özürlü 38, ruhsal ve duygusal 32, süreğen hastalıklar 43,8 çoklu hastalıklar 46,5. Bu oranın çoğu kentte yaşarken nüfusun yüzde kırka yakın kısmı kırlarda yaşıyor.
Özür oranı toplamı; özür oranlarına göre %20-%39 görme özürlü 28 işitme özürlü 16,6 dil ve konuşma özürlü 52,3 ortopedik 33,8 zihinsel özürlü 6,7 ruhsal ve duygusal engelliler 12,3 süreğen hastalıklar 17, çoklu özürlülük 10. %40 ve %69 arası engelliler grubu, görme engelliler 28, işitme engelliler 78, dil ve konuşma engelliler 37, ortopedik engelliler 49 ,zihinsel engelliler 43, ruhsal ve duygusal engelliler 25, süreğen hastalık 40,çoklu özürlülük 39.%70 ve üstü görme özürlü 43,işitme özürlü 4,6, dil ve konuşma özürlü 10, ortopedik özürlü 16, zihinsel özürlü 50, duygusal özürlü 61, süreğen hastalık 43, çoklu özürlülük 49.
Yaş gruplarına göre dağılımı ise yine yüzde olarak;0-6 yaş: toplamda 4,9, 7-14 yaş:16,2, 15-24 yaş:17,2,25-44 yaş:27,7,45-64 yaş:18,9, 65 ve üstü 15,2 dir.
Engellilerin yüzde 41 i okur yazar değil, okuma yazma bilenler yüzde 18, ilkokul mezunu yüzde 22, ortaokul yüzde 10 lise ve üstü yüzde 7.
Ellerimiz aslında bize çok fazla şey anlatır. Bazen biz bunları anlar bazen de anlayamayız. Ama,zamanınızın bir kısmını ayırıp İşaret dili kurslarına gittiğimiz taktirde, adım attığımız her yerde karşılaştığımız işitme engelli vatandaşlarımızla kolayca iletişime geçebilir, onlarla hoş sohbet edebilir ve sıkıntıları olduğu taktirde onlara yardımcı olabilirsiniz. İşaret dili dersleri almak ve bu derslere ulaşmak hiç de zor değil. Bulunduğunuz şehirlerde, İşitme Engelliler Dernekleri ile iletişime geçip konu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Bazı işitme engelli bireylerimiz ya doğuştan ya da sonradan geçirmiş oldukları bir hastalıktan dolayı işitme engelli olabiliyorlar. Bu yüzden hayatlarında ellerini kullanarak insanlarla iletişime geçebilirler.
İşaret dilinin tarihçesi hakkında bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.
Fransa’da 1770’li yıllarda sağırların kullandığı el hareketleri, grameri, olan bir olarak kabul edilmiş ve okullarda öğretilmeye başlanmıştır. Daha sonra bu yöntem bir Fransız İşaret Dili bilimcisi tarafından Amerika’ya taşınmış ve orada 1817’de Thomas Gallaudet tarafından sadece sağırlara eğitim veren, ilk işaret dili öğreten okul kurulmuştur. Bu okulun şimdiki ismi Gallaudet University olarak karşımıza çıkmaktadır.
Osmanlı’larda ilk işitme engelliler okulu Osmanlı döneminde II.Abdülhamit tarafından 1902 yılında kurulan Yıldız Sağırlar Okuludur. Bu
okulda, günümüz Türk İşaret Dili’nin (TİD) muhtemel alt yapısını oluşturan Osmanlı İşaret Dili,
öğretmenler tarafından okullarda sözel dille beraber kullanılmaktaydı. Ancak bu okulda 1953 yılında çıkarılan bir MEB kanunuyla işaret dili kullanılması yasaklanmıştır. Bunun nedeni ise işitme engellilerin eğitiminde sözel eğitimin gerekli
olduğuna inanılması ve işaret dilinin çocukların konuşmasını engelleyeceği düşüncesidir. Yıldız’da bulunan okul Fatih’e taşınmış ve şimdi Yıldız okulundaki arşivler Fatih İşitme Engelliler okulunda bulunmaktadır.
İşitme engelliler ile ilgili federasyonların internet sitelerini de sizlerle paylaşmak isterim.
1- Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu – http://www.tiemf.org.tr/
2- Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu – http://www.ief.org.tr/
3- Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu – http://www.sessizspor.org/
Kayaklar: http://www.ied.org.tr/forum/thread-364.html