Doğumdan sonra mikropların cinsiyet organında meydana getirdiği bir hastalıktır. Yüzyıllar boyunca yalnız bu yüzden milyonlarca kadın hayatını kaybetmiştir. Loğusa humması ilk defa dikkati, XVII. yüzyılda kurulan doğum evlerinde yaygın şekilde görülmesiyle çekmiştir. Mikroplar ve onlardan korunma hakkında bilgilerin olmadığı o çağlarda, hele hastanelerde bu hastalık zaman zaman salgın halinde ortaya çıkmış, yüksek sayıda kayıplara yol açmıştır.
Başlangıçta, loğusa hummasının sütün kana karışmasından ileri geldiği sanılmıştı. Bugün, hastalığın sebebi olan mikroplar bilinmekte, elimizde tedavi imkanları da olduğundan, tarihte görülen salgın şeklindeki âfetlere rastlanmamaktadır. Loğusa hummasının sebebi çeşitli bakterilerdir. Bu arada streptokoklar, stafilokoklar, koliler başta gelir.
Kadın cinsiyet organı, periton (karın zarı) boşluğuna kadar uzanan bir kanal biçimindedir. Bunun çeşitli yerlerinde mikroplara karşı gerek hormonlarla, gerek biyolojik özelliklerle savunma setleri vardır. Bu setler değişik sebeplerle, hele doğum sırasındaki yaralanmalarla yıkılacak olursa mikropların kolayca yerleşmesine, hastalık meydana getirmesine yol açar. Doğumdan sonraki akıntı birçok mikropları dışarı sürükler, setler sağlam kaldıkça hastalık meydana gelmez. Setlerin yıkılması başlıca şu sebeplerden olur:
- Doğum ve loğusalık sırasında geçirilen ağır hastalıklar (zatürree, anjin, grip);
- Loğusanın ellerinin mikroplu olması;
- Doğuma yardım edenlerin dikkatsizlikleri, kirli ellerle iş görmeleri;
- Doğusalık sırasında tam banyo almak, altı hafta geçmesini beklemeden cinsi münasebette bulunmak.
Loğusa humması, yerine göre değişik özellikler gösterdiği gibi hastaya verdiği zarar da farklıdır. Tedavide de değişik usuller kullanılır.
Loğusalık hummasını meydana getiren mikropların kan ve lenf yolu ile bütün organizmaya yayılmasına sepsis denir. Bir iki günlük bir devreden sonra baş ağrısı, kırgınlık görülür, ateş yavaş yavaş, ya da birden yükselir. Ateş ya yüksek devam eder, ya da sabahları düşer, akşamları yükselir. Bu sırada titreme de görülür. Titremeler sırasında beniz soluk, tırnak ve parmak uçları mordur, nabız hızlı atar. Şiddetli baş ağrısının yanında uykusuzluk, huzursuzluk hali de görülür. Antibiyotiklerin rastgele kullanılması mikroplarda direnç meydana getireceğinden mikrobun hangi antibiyotiğe hassas olduğu tespit edilip o antibiyotik kullanılmalıdır.
Loğusa Hummasına Karşı Alınacak Tedbirler
Doğum sırasında temizliğe, mikropsuz çalışmaya dikkat etmeli, doğumdan önce de rastgele kimseler gebeyi muayene etmemelidir. Dış cinsiyet organları ile döl yatağındaki yaralar tedavi edilmeli, hele son aylarda tam banyodan, cinsi münasebetten kaçınılmalıdır. Doğum sırasında ateşi yükselenlerle su kesesi erken patlayanlara muhakkak antibiyotik yapılmalıdır. Doğuma yardım eden kimsenin hastalıklı olmamasına dikkat edilmelidir.
Gerek gebelikte, gerek doğumda gerekli tedbirler alındığı zaman hastalığa çok nadir rastlanır. Bugün için elimizde mevcut kuvvetli ilaçlara güvenip tedbirler ihmal edilirse annenin hayatı belki kurtarılır ama, annede hastalığın bıraktığı bozukluklar üretim işini, sağlık durumunu düzeltilmesi imkansız derecede bozar, kısırlığa, süreğen iltihaplara yol açabilir.