BAĞIŞ VE BAĞIŞLAMANIN TANIMI
Yardım derneklerine, hayır kurumlarına verilen paraya, mala bağış (teberru) denir; bir kimsenin başka bir kimseye kendi malının ya tamamını, ya da bir kısmını karşılıksız olarak vermesi ise bağışlama (temlik)tir. Gayrimenkul malın ona bağlı bir hakkın bağışı, tapu siciline yazdırılmadan muteber sayılmaz. Taahhüdün yazılı olması şarttır.
İleri de mirasçılara kalacak miras hakkının mahfuz hisseleri bağışlanamaz. Karı-koca mallarının idaresinde taraflara tanınan haklar arasında bağışlama yapılamaz. Ana-baba, çocuklarının mallarını bağışlayamazlar. Tasarruf ehliyetleri sınırlandırılmış kimseler, mahkemece kendilerine atanan müşavirlerin izni olmadan bağışlama yapamazlar. Bu hükümlere ayrı işlemler sayılmaz.
Bağışlamadan sonraki yıl içinde başlayan bir yargılama sonunda, bağışlayanın israfçılığından dolayı hacrine (tasarruf ehliyetinin sınırlandırılmasına, ya da kaldırılmasına) karar verilirse, bağışlama, sulh mahkemesinin kararıyla iptal olunur. Bağışlayan, kendisine malını bağışladığı kimse ölünce malın kendisine dönmesi şartını koymuşsa, bağışlanan ölünce bağış da eski sahibine döner. Ancak, bu şart tapu siciline geçirilmiş olmalıdır.
Kendisine mal bağışlanan kimse:
a) Bağışlayana, ya da onun yakınlarına karşı ağır suç işlemişse;
b) Bağışlayana, yahut ailesine kanunla yapmak yükümünde olduğu ödevlere önemli surette riayetsizlik ederse;
c) Bağışlamada şart koşulan yükümü haklı sebep olmadan yerine getirmezse, bağışlayan bağışlamadan geri dönebilir, bağışlanan kimsenin elinde bağışlamadan ne kalmışsa geri alabilir.