22 Şubat 1962 ve 20-21 Mayıs 1963 Olayları
Partiler ve komutanlar arasındaki anlaşmanın Silahlı Kuvvetleri tamamen yatıştırmaması ve bu suretle ortaya çıkan 9 Şubat olayı nedeniyle müdahalecilere karşı önlemler alınması Hava Kuvvetleri’nin müdahalecilere karşı bir takım tertiplere girişmesi, 22 Şubat 1962’de Aydemir ve arkadaşlarının yönettiği bir darbe girişimine yol açmıştır. Aydemir’e göre havacılar 9 Şubat’ta alınan müdahale kararını benimseyememişler, iktidarı CHP’ye devretmek istemişler, ancak yurt dışından gelecek 14’ler ile birlikte diğer MBK üyelerinin kendileriyle mücadeleye girişeceğinden çekinmişlerdir. Havacıların karşı önlemler alma yoluna gitmeleri ve bu önlemler çerçevesinde, 20-21 Şubat gecesi harekete geçmeleri, Aydemir ve arkadaşlarının karşı önlemler almalarına neden olmuştur. Havacıların bu girişimleri ve bir kısım müdahalecilerin “Genelkurmayda enterne” edilmeleri sonucunda, KHO’daki subayların ve öğrencilerin Aydemir’in yönetiminde giriştiği hareket başarıya ulaşamamış, Silahlı Kuvvetler’in yüksek düzeydeki komutanları ile hükümetin güçlü direnci ile karşılaşmıştır. Ancak girişimciler affedilmiştir. Söz konusu olaylar ile ilgili olarak, Talat Aydemir ve arkadaşlarının affedilmesini
ve sadece bunların Silahlı Kuvvetler’den uzaklaştırılması ile yetinilmesini merak eden bir gazeteciye aynı zamanda kendisi de asker kökenli bir politikacı olan İsmet İnönü’nün söylediği “Ordu ile oynamaya gelmez. Eğer elinde silah tutan yüksek tahsil yapmış ordu ile fazla oynarsanız, huzursuzluklar memleketi baştan sona sarabilir. Onun için biz zincire yeni halkalar eklemeden zincirin o halkasını koparıp attık” ifadesi oldukça ilginç ve önemlidir.
Daha sonra önceki girişimlerinde affedilmiş olmalarından ve 1961 seçimlerinden sonraki hoşnutsuzluk ortamından yararlanan Aydemir, 20-21 Mayıs 1963’de bir darbe girişiminde daha bulunmuştur. Yakın arkadaşları ile önceki olaylar nedeniyle kızgın ve kırgın olanları ve KHO’nun bir kısım öğrencilerini yanına alan Aydemir, hükümete karşı eyleme geçmiştir. Ancak bu girişim de başarıya ulaşamamış, fakat girişimciler bu sefer bir kısmı idam edilmek suretiyle cezalandırılmışlardır. Bu sonuncu girişimin önlenmesinde, bu dönemde Silahlı Kuvvetler içinde sivil yönetim üzerinde “concensus”un gelişmeye başlamış olmasının büyük etkisi olmuştur. Bu durum aynı zamanda siyasal çevrelerin Silahlı Kuvvetler’e olan güvenlerinin artmasına da neden olmuştur.