Türkiye ekonomisinde kamu açıklarının finansmanı için kullanılan araçlardan bir tanesi iç borçlanmadır. İç borçlar hazinenin ödemek durumunda olduğu borçlarla, ödenmesine kefil olduğu bono ve tahviller tutarının toplamıdır.
İç borçların başlıca kalemleri tahvil ve bono satışları ile kur farklarıdır. TC Merkez Bankası’ndan çekilen kısa vadeli avanslar da iç borçlanmanın önemli bir kısmını oluşturur. Tahvil bir yıl ve daha fazla süreli, bono ise bir yıldan kısa süreli, çoğu kez aylık olarak belirtilen borçlanma senedidir.
Ülkemizde ihale yoluyla tahvil satışlarına 1985’de başlanmış, başlangıçta bankalara, borsa bankerlerine ve tüzel kişilere, 1986 yılından sonra özel kişilere ve 1992’de de doğrudan halka satış aşamalarına geçilmiştir.
Türkiye ekonomisinde her geçen yıl iç borç stok eğiliminde artış görülmektedir. Bütçedeki açığı kapatabilmek için her yıl daha fazla iç borçlanmaya gidilmektedir. 1995 yılında 1 katrilyon 361 trilyon lira olan iç borç stoku, 1996 yılı kasım sonu itibariyle 2 katrilyon 957 trilyon 526 milyar liraya ulaşmıştır. 1995 yılına göre 1996’daki artış % 117,3 olarak hesaplanmıştır.
1994-1995 yıllarında bir eğilim, olarak iç borçlanmada kısa vadeli hazine bonolarının tercih edilmesi 1996 yılında da devam etmiştir. 1996 yılı sonuna doğru hazine vadeleri uzatmayı başarabilmiştir. 1995 yılında altı kez doğrudan halka arz yöntemiyle 100 trilyon liralık borçlanma yapan hazine 1996’da dört kez doğrudan halka arz yöntemine başvurmuş ve yaklaşık 200,5 trilyon lira borçlanmıştır.