Hayat Pedi – Hayatpedi.com

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Yaşam
  4. »
  5. KOLERA NEDİR NE TÜR BİR HASTALIKTIR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

KOLERA NEDİR NE TÜR BİR HASTALIKTIR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

admin admin -
35 0

Çok bulaşıcı, salgın, tehlikeli bir hastalıktır. Bir ülkede bir tek kolera olayı görülse bileş derhal karanti­na tedbirlerine başvurulur. Hekimli­ğin bugünkü ileri durumunda kole­ranın tehlikesi oldukça azalmış, da­ha sıkı korunma yolları bulunmuş ol­makla birlikte hastalık gene de öne­mini kaybetmemiştir.

Hint kolerası, Asya kolerası da de­nilen bu korkunç hastalık, biçimin­den dolayı koma (virgül) basili deni­len bir mikroptan ileri gelir. Bu mik­robu verem mikrobunu bulan büyük Alman tıp bilgini Robert Koch bul­muştur. Bugün gerek sıhhi tedbirler, gerekse antibiyotikler, sulfamitler gibi yeni ilâçlar sayesinde artık Hin­distan’da bile önü oldukça alman ko­lera eski çağlarda yer yer salgınlar halinde insanları kırıp geçirmiş, 150 yılda en az 7 kere geniş salgınlara yol açmıştır. Bu salgınların her biri en az üçer, beşer yıl sürmüş, bütün dünyayı kaplamıştır. Hemen hemen bütün salgınlar Hindistan’dan çık­mıştır; Çin, Japonya, Mekke de ikin­ci derecede birer odak olmuştur. Bu­ralardan başka yerlere giden yolcu­lar, hele vapurlardan çıkanlar, ko­lerayı yaymakta büyük rol oynamış­lardır. Hastalıklı limanlardan gelen yolcuların karaya çıkışı ile patlak veren kolera salgınları çok görül­müştür.

kolera (1)

Kolera Nasıl Başlar?

Koleranın başlıca belirtisi durdu­rulması zor, sürekli ishaldir. Kusma da başlıca belirtilerinden biridir. Bu­nunla birlikte, kolera ishallerini an­dıran daha başka hastalıklar da ola­bilir. Bunun için, şüphelenilen du­rumlarda, hastanın dışkısında (bü­yük aptesinde) kolera basili aranır. Koleranın benzerleri arasında ço­cuk kolerası denilen ishalli bir has- hastalık vardır ki en çok 2 yaşından küçük çocuklarda görülür; bu da tehlikeli bir hastalıktır.

Kolera, çoğunlukla geceleri başlar. Hasta şiddetli sürgün (ishal) olmuş­tur.’ Günde 5-10 defa dışarı çıkar. Vü­cudu soğur, soğuk terier döker. Ba- zan kokusuz, renksiz su gibi, bol kus­ma gelir; bazan kusma kokulu, safra gibidir. Kusmalar şiddetli olmasa da dışkı bir kabdan boşalır gibi çıkar; pirinç suyuna benzer bir sıvı içinde pirinç tanelerine benzer parçacıklar yüzer. Bu, koleranın başlıca özelliği­dir. İshale karşılık, idrar durur. Ateş de, başka hastalıkların tersine, yük­selmez, 3-5, hatta, 10 derece birden düşer. Ateşi 28-29 dereceye düştüğü halde, hasta kavrulur gibi yanar. El­leri, ayakları soğumuş, ya solmuş, ya da morarmıştır. Deri kurumuş, kayganlaşmıştır. Kollarda, bacaklar­da ağrılı kasılmalar, kramplar olur. Soluk yavaşlar, nabız azalır, zayıflar.

kolera (2)

Hasta 2-3 gün içinde iyiliğe doğru gitmezse tehlike başlamıştır. Dalgın­lık gelir, gözler çukura kaçar, ses kı­sılır. Hasta gittikçe ağırlaşır, koma, arkasından ölüm tehlikesi artar. Ba­tan kolera o kadar şiddetli olur ki hasta iki saat bile dayanamaz. Buna karşılık, hasta kurtulacaksa ishal git­tikçe azalır, ateş yükselir. İştahının açılması hastanın kurtulacağını gös­terir.

Koleranın Tedavisi ve Korunması Hastaya ilk önce, ishali durduru­cu ilâçlar verilir. Ayrıca, ishalden dolayı vücudun kaybettiği suyu kar­şılamaya çalışılır. Kolera serumu, yogim tuzlu sular, kalbi kuvvetlendi­rici ilâçlar önemlidir. Bunların yanı sıra, kolera mikroplarını yenmek için, antibiyotikler, sulfaguanidin ve benzerleri gibi ilaçlar kullanılır.

Koleraya karşı korunmanın karasineklerle savaş, suların temizlen­mesi, temiz tutulması, çamaşırların kaynar suyla yıkanması gibi tedbir­ler en başta gelir. Aşı da kolerayı Ön­leyici başlıca tedbirlerden biridir. Salgın çıkınca önce 1 cm3, bir hafta sonra da 2 cm3 (çocuklara bunların yarısı) yapılır. Ağızdan alı­nan kolera aşısı da aynı derecede et­kili olduğundan özellikle çocuklara bu şekilde yerilir.

kolera (3)

Koleraya küçük çocuklar daha ko­lay tutulurlar. Ayrıca, zayıflık, içki, iyi beslenememek, sıcak da hastalığa tutulmayı kolaylaştırır.’ Kalabalık, tehlikeyi artırır; bunun için, kışla­larda, gemilerde, hastanelerde, yatılı okullarda daha sıkı tedbirler alın­malıdır.

Kolera basüleri havasız da yaşayabilen mikroplardan olduğu için ru­tubetli topraklarda, suda, pisliklerde uzun süre dayanırlar. Bu bakımdan, koleralı kimselerin artıklarına, dış­kılarına konmuş karasinekler mik­ropları kolayca taşıyıp çevreye bu­laştırırlar. Pis sularla yıkanmış seb­zeler, meyveler, hastaların çamaşır­ları, kullandıkları eşya, uzun bir za­man sonra bile hastalığın başkaları­na bulaşmasına yol açar. Sağlam kimseler de «mikrop taşıyıcı» olarak, kolerayı başkalarına aşılamakta bü­yük bir rol oynarlar. Çeşitli meslek­ler arasında koleraya en çok yaka­lananların doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar, çamaşırcılar olması bu hastalığın bulaşma tehlikesini da­ha iyi gösterir.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir