Kınakına ağacından elde edilen alkaloitlerin en önemlisidir. Tedavide kininin alkaloitleri yerine sülfat şekli (sulphate de quinine) kullanılır. Buradaki sülfat sözü yüzünden kinin halk arasında çok defa kısaca sulfata diye de anılır.
”Sulphate de quinine” tedavide ilk kullanılan en tesirli kinin tuzuydu. Sonraları ”chloridrate de quinine” yapıldı. Bunun enjeksiyonda kullanılması uygun görüldü. Kininin bu şekillerinden başka ”tannat de quinine”, ”carobnate de quinine” (aris- tokin), ”euquinine” (ökinin) gibi şekilleri de vardır.
Kinin, kınakınadan elde edildiği tarihten beri sıtma savaşının en önemli ilacı olmuş, bu ilaç sayesinde sıtmaya karşı büyük başarılar elde edilmiştir.
Daha sonraları atebrin, akridirı gibi ilâçlar da kinin yerine kullanılmaya başlanmıştır. Kinin, mikropları, mayaları, bazı asalakları, hele sıtma yapan plazmoduen yok eder. Ayrıca, iştah açıcı, kalb düzenini ayarlayıcı özellikleri de vardır. Bütün bunlardan başka, iltihap giderme, ateş azaltyna, az da olsa ağrıları dindirme gibi faydaları varsa da bu bakımlardan her zaman faydalı olmaz.
Kininin Zararı varmıdır? Kininin Zararları Nelerdir?
Kinin, bazı hallerde deride alerji yapan, kan işemeye sebep olabilen bir ilaçtır. Ayrıca, alyuvarları bozan bir etki de gösterebilir. Alışmamış kimselerde kulak çınlaması ve uğultu yapabilir. Fazla kinin zehirlenmeye sebep olur. Bu zehirlenmeler baş ağrısı, burun kanaması, sağırlık, körlük, sallanma (kinin sarhoşluğu), hattâ delirmeye sebep olabilir.
Sıtmalı hastalara klasik olarak günde dört defa 0,25 lik komprimeler verilir. Bir hafta sonar gene günde dört taneden (günde 1 gram) üç gün verilir, bu defa dört gün ara verilir. Kinin tedavisi bu şekilde 3-4 hafta sürer. Bu tedavi 10 yaşından yukarı olanlara uygulanır, küçüklere verilecek doz daha azdır.
İğne şeklinde kullanılırsa kinin tedavide daha faydalı olur. Kinin hastanın alyuvarlarını eritiyorsa katiyen kullanılmaz. Bu idrardan kan gelmesi (hemoglibunuriej ile belli olur.