Kendine öz kokusu, lezzeti olan bu meyvenin ne niyetine yenirse o tadı verdiği söylenir. Gerçekten de muz tadı kesin olarak hiçbir şeye benzetilemeyecek bir meyvedir.Muz oldukça yüksek bir ağacın yemişidir. Sıcak ülkelerin rutubetli, gölgelik, serince yerlerinde, kuzey rüzgârı olmayan kesimlerde yetişir.
Muz ağacının 2-3 m. uzunluğunda, 50-60 sm. enliliğinde uzun yaprakları vardır. Genç yapraklar, ilk yıllarında, külâh biçiminde, kendi üzerlerine kıvrılmışlardır. Zamanla açılıp uzayan bu yapraklar, rüzgârın etkisiyle, enlemesine yırtılır. Muz mor çiçekler açar, hevenk denilen salkımlar halinde uzun uzun meyveler verir. Bazı ağaçlarda bir hevenk üzerinde yüz tane kadar muz bulunur.
Muz yetişmeden, iyice olgunlaşmadan koparılır, çünkü olgun meyvelerin koparıldıktan sonra saklanması çok güçtür. Henüz sararmak üzereyken koparılırsa uzunca bir zaman saklanabilir. Muz bizde en çok güneyde, Akdeniz kıyılarımızda, Dörtyol, Mersin, Alanya, Anamur çevrelerinde yetişir.
Muz kuvvetli bir besindir. Vitamin bakımından zengin olduğu gibi içinde şeker, demir, kalsiyum, fosfor bulunur. 100 gram muz 160 kalori verir, bu bakımdan tavuk etine yakındır, içindeki şekerli maddeler dolayısıyla, portakaldan, elmadan daha besleyici bir meyvedir. Hamken sindirimi zorsada olgun bir muz kolay sindirilir; hatta, hazımsızlık çeken çocuklara bile, iyi, olgun bir muz korkusuzca verilebilir. Ham muzda, nişasta henüz şeker haline gelmediği için hele, çocukların midesini bozabilir. Muz, çiğ olarak yenildiği gibi, kompostosu da yapılır.